Banner
Gıda Teknolojisi Facebook Gıda Teknolojisi Twitter Gıda Teknolojisi RSS
Yaşabey Kalebaşı: "Arıtma cihazları 5 kat daha fazla su israf ediyor"

Türkiye’de ambalajlı su tüketiminin önündeki en büyük engellerin başında, hanelerde kullanımı yaygınlaşan arıtma sistemleri olduğuna dikkat çeken Ambalajlı Su Üreticileri Derneği (SUDER) Yönetim Kurulu Başkanı Yaşabey Kalebaşı, yaptırdıkları bir araştırmaya göre sadece İstanbul’da evlerin %40’ında filtre sisteminin kullanıldığını belirterek, “Bugün arıtma cihazları 1 litre suyu arıtmak için yaklaşık 5 litrelik atık su oluşturuyor. Filtrelerin değişim süresine göre bu rakam çok daha da artabiliyor. Filtre sistemi sudaki bütün değerleri yok ediyor. Yani vücut boş bir suyu tüketmiş oluyor” diyor.
 
Haber: Özgür Çilek / Gıda Teknolojisi Dergisi
 
* Bu haber, Gıda Teknolojisi Dergisi'nin Mart - Nisan 2024 sayısında yayınlanmıştır.




YaÅ�abey KalebaÅ�ı2000 yılında Türkiye genelinde faaliyet gösteren ambalajlı su üreticilerinin ve bu sektöre yönelik faaliyet gösteren tedarikçi kuruluşların bir araya gelerek kurdukları Ambalajlı Su Üreticileri Derneği (SUDER), ambalajlı su üretiminin yaklaşık %75’ini temsil eden 33 kurumsal üye firmadan oluşuyor. Aralık 2023’te yapılan yönetim kurulu toplantısında SUDER Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçilen Yaşabey Kalebaşı, ülkemizde ambalajlı su sektörünün genel durumunu, gündemlerindeki başlıca konuları ve sektörün sorunlarını Gıda Teknolojisi Dergisi’ne anlattı. 
 
Ambalajlı su sektörünün yapısı ve  cirosal büyüklüğü 
Ambalajlı su sektöründe, T.C. Sağlık Bakanlığı'nın 01.12.2004 tarihli ve 25657 Sayılı “Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik” ile 17.02.2005 tarihli ve 25730 Sayılı “İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik” kapsamında izin almış ruhsatlı kaynak suyu, doğal mineralli su ve içme suyu işletmesi olmak üzere toplam 392 markanın bulunduğunu açıklayan Yaşabey Kalebaşı, “Bu markaların; 261’i doğal kaynak suyu, 95’i doğal mineralli su, 36’sı ise içme suyu kategorisinde faaliyet göstermektedir. 2021 yılında Türkiye'de su pazarı hacmi %5,6’lık büyümeyle 11,1 milyar litreye, toplam ciro da yaklaşık 9,3 milyar TL’ye ulaştı. 2022 yılında Türkiye'de su pazarı hacmi %3,97’lik küçülmeyle 10,7 milyar litreye ulaşmış ve bu hacmin 5,5 milyar litresi %9,76’lık küçülmeyle damacana satış kanalından, 5,1 milyar litresi de %3,24’lük büyümeyle PET satış kanalından gerçekleşti. Tonaj olarak damacana toplamının %52’sini, diğer ambalajlı sular ise %48’sini oluşturdu. 2022 yılında sektördeki toplam ciro ise yaklaşık 17,2 milyar TL’ye ulaştı. 2023 yılı verilerimiz henüz netleşmedi. Ancak geçtiğimiz yıl Türkiye'de su pazarı hacminin yaklaşık 10,7 milyar litreye ulaşması, bu hacmin 5,5 milyar litresinin damacana satışından, 5,2 milyar litresinin de PET satışından gelmesi ve sektördeki toplam cironun yaklaşık 23,6 milyar TL’ye ulaşması bekleniyor” dedi.
 
“Arıtma cihazlarının tanıtımında bilimsel olmayan bilgiler kullanılıyor”
2021 yılında Türkiye’de yıllık kişi başına ambalajlı su tüketiminin 58 litre PET ve cam, 73 litre damacana olmak üzere toplam 131 litre olarak gerçekleştiğini aktaran Yaşabey Kalebaşı, “2022 yılında tüketim 60 litre PET ve cam, 65 litre damacana olmak üzere toplam 125 litre olarak gerçekleşti. 2023 yılında yıllık kişi başına ortalama tüketimi 61 litre PET ve cam, 65 litre de damacana olmak üzere toplam 126 litre olarak gerçekleşmesi beklenmekte” ifadelerini kullandı. Türkiye’de ambalajlı su tüketiminin önündeki en büyük engellerden bir tanesinin arıtma sistemlerine çok büyük bir dönüşün olduğunu ifade eden Kalebaşı, yaptırdıkları bir araştırmaya göre sadece İstanbul’da hanelerin %40’ında filtre sisteminin kullanıldığını bildirdi. 
 
Pet suÖzellikle içme suyu tüketiminde tüketicilerin doğru bilgilendirilmesinin önemine vurgu yapan Kalebaşı, “Su arıtma cihazlarının tanıtımında kullanılan hiçbir bilimsel dayanağı bulunmayan yöntem ve söylemler tüketicilerimizin endişelenmelerine, ambalajlı doğal kaynak ve mineralli su aleyhine olumsuz ve yanlış kanaatlerin oluşmasına neden oluyor. Bu da önemli bir risk barındırıyor. Bugün arıtma cihazları 1 litre suyu arıtmak için yaklaşık 5 litrelik atık su oluşturuyor. Filtrelerin değişim süresine göre bu rakam çok daha da artabiliyor. Filtre sistemi sudaki bütün değerleri yok ediyor. Yani vücut boş bir suyu tüketmiş oluyor. Bu konuda tüketicilerde farkındalık oluşturularak bu su israfının önüne geçilmelidir” diye konuştu.
 
İhracat artışta   
TÜİK’in 2021 verilerine göre ihraç edilen ambalajlı su miktarının 385 bin 453 ton, toplam cironun ise 58 milyon  312 bin 674  dolar olduğunu kaydeden Kalebaşı sözlerini şöyle sürdürdü: “2022’de ise yine TÜİK verilerine göre, toplam ihraç edilen ambalajlı su 387 bin 813 ton, toplam ciro ise 69 milyon 540 bin 265 dolar olarak gerçekleşti. Sektörümüz başta Almanya olmak üzere, İngiltere, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Belçika, Hollanda, Danimarka, İsviçre, KKTC, Malta, Azerbaycan, Fransa, Avusturya, ABD, Japonya, Libya ve İsrail gibi çeşitli ülkelere su ihracatı yapmaktadır. Ambalajlı su sektörü ihracatının artış ve azalışında, ülkede oluşan kapasite fazlalığı, hedef ülkelerde ambalajlı su tüketimi alışkanlığı, ülkelerin sahip olduğu su kaynaklarının bolluğu ya da azlığı ve Türkiye’yle söz konusu ülke arasındaki ikili ticari ilişkilerin seyri gibi faktörler etkili olmaktadır.”
 
Son dönemde gündeme gelen fiyat artışları
Ambalaj ham maddesinin tamamen yurt dışından ithal ediliyor olması, ithalattaki navlun maliyetlerinin ciddi miktarlarda artması ve buna ilave olarak Türkiye’de döviz kurlarındaki aşırı yükselişlerin plastik ambalaj (şişe, kapak, emniyet bandı, shring) maliyetlerinin son bir yılda artmasına yol açtığını belirten Yaşabey Kalebaşı, “Sektörümüzdeki yoğun rekabet şartları firmaların zorunlu olmadıkça fiyat artışına imkân vermemektedir. Ancak dünyada artan enerji, hammadde (petrol, doğalgaz) fiyatları ile birlikte ülkemizde döviz kurlarındaki yükselişlerin paralelinde başta işçilik maliyetleri olmak üzere, yüksek enflasyonun sebep olduğu genel üretim maliyetlerindeki artışlar sonucunda 2023 yılında ambalajlı su fiyatları artmaya devam etmiştir. Damacana ambalajlı sular tüketicilerin evlerine kadar tek tek taşınarak servis edilen hizmet ağırlıklı ürünler olduğundan bu hizmeti sağlayan perakende satış bayilerinin de bulundukları bölgelere göre değişen işletme maliyetleri ve servis maliyetleri farklılık göstermekle birlikte ciddi miktarda artmıştır. Lojistik maliyetleri en önemli maliyet kalemini oluşturmaktadır. Bu yüzden su kaynağının ve üretim tesislerinin suyun satıldığı bölgelere uzaklığına bağlı olarak maliyetler çok farklı olabilmekte ve firmalar arasındaki fiyat farkları pazarlama stratejisi dahilinde farklı farklı olabilmektedir. Ülkemizdeki damacana su fiyatları eve teslim servis hizmet maliyetiyle içerisinde bulunduğumuz dönem itibariyle ortalama 60-92 TL aralığında değişebilmektedir” şeklinde konuştu.
 
Deprem ve ambalajlı suyun önemi 
6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve çevresindeki 11 il/ilçeleriyle birlikte çok geniş bir alanı kapsayan deprem felaketinin duyulduğu ilk andan itibaren ambalajlı su sektörü olarak tam bir seferberlik halinde, günün 24 saati bölgenin acil ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yoğun bir çalışma başlattıklarını dile getiren Kalebaşı, “Depremin duyulduğu ilk gün Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğümüzle irtibata geçerek gerekli yardımlarla ilgili organizasyon konusunda hazır olduğumuz bildirdik. SUDER olarak, depremin ertesi günü olan 7 Şubat 2023 tarihinde yapılan yönetim kurulu toplantımızda kriz masası oluşturduk. Ülke genelindeki ambalajlı su üreticisi kuruluşlarımız tarafından kendi bağış ve lojistik imkanlarıyla AFAD ve Kızılay koordinasyonunda ilk gün 250 TIR’a yakın ambalajlı suyu bölgeye ulaştırdık. Sonraki günlerde ise üretici kuruluşlarımızın bağışlarına ilave olarak, çeşitli kişi ya da kuruluşlar tarafından yapılan bağışlarla birlikte bölgeye ambalajlı su sevkiyatlarımız artarak devam etti. Bu kapsamda 1000 TIR’dan fazla ambalajlı su gönderimi yaptık. Ambalajlı suyun; yaşanmasını arzu etmediğimiz doğal afetlerde, salgın hastalıklarda, savaşlarda ve diğer olağanüstü hallerde toplumumuzun adeta yaşam sigortası olan, yaşam kalitemizi artırmamızda ve sağlıklı yaşamın bir parçası olarak kritik ve vazgeçlemez bir öneme sahip olduğu maalesef bu acı olayla tekrar anlaşılmıştır” şeklinde açıklamalarda bulundu.
 
“Depozito yönetim sistemini önemsiyoruz”
SUDER olarak sektördeki üretici ve tedarikçilerin faaliyetlerini çevreye duyarlı olarak yürütmelerine ve çevreyi koruyan önlemler almalarına öncülük ettiklerini anlatan Yaşabey Kalebaşı, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın çevre kirliliğine etken olan tüm kirletici faktörlerin önlenmesini, kontrolünü sağlayacak stratejilerini ve gereklilikleri yakından takip ederek uyguluyoruz. Bu çerçevede ‘depozito yönetim sistemi’nin ülke genelinde kurulması ve etkin bir şekilde yürütülmesi için bakanlık nezdinde yapılan tüm çalışmaları destekliyoruz. Söz konusu bu modelin, üreticiler ve perakendeciler başta olmak üzere sistemin tüm paydaşları için en düşük mali yük getirecek şekilde kurgulanması hayati derecede önemlidir. Aksi takdirde oluşacak verimsizlik ve operasyonel hatalar, üreticiler üzerinde büyük bir ek mali yük yaratacaktır” değerlendirmesinde bulundu. 
 
“Sektörümüz 94 bin kişiye istihdam sağlıyor”
Ambalajlı su sektörünün genel ekonomik pazara katkısının da büyük önem taşıdığına dikkat çeken SUDER Yönetim Kurulu Başkanı Yaşabey Kalebaşı, “Sektörümüz, ülkemiz için ciddi bir istihdam kaynağı sağlıyor. Ambalajların ülkemizde üretilmesiyle evlere ve iş yerlerine servis için oluşturulan lojistik ağ istihdam açısından büyük önem taşıyor. Ambalajlı su sektörü bu yönden ele alındığında, 14 bini aşkın kişiye doğrudan olmak üzere toplamda 94 bine yakın kişiye istihdam olanağı sağlıyor” dedi.